8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI


1910’lu yıllarda Avrupa’da dile getirilmeye başlanan ve her yıl bir günün, başlarda yalnızca emekçi kadınlar olarak fakat sonrasında tüm kadınlar için kutlanması fikirleri ortaya atılmaya başlanmıştır. Bu konuşmaların Rusya ve Amerika’daki etkileri ise yıllar sonra gündeme gelmeye başlamıştır. 

Gündeme gelen konular, çoğunlukla sosyalist gruplar tarafından, kadınların sosyal ve siyasal yaşamda bulunmasına rağmen hiçbir hakka sahip olamamaları ve esasında bir cinsiyet olarak hayatta hep geri planda kalmaları olmuştur. Zira 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak Birleşmiş Milletler tarafından yıllar sonra özel olarak benimsenmesinin sebebi, ABD’de meydana gelen ve çalışırken hayatını kaybeden kadınlardır. Bu sebeple, aslında, her özel günde olduğu gibi, genel olarak geri planda kalmaya ve acı çekmeye bir tepki olarak doğan 8 Mart, kimilerince kutlanmakta kimilerince ise bir protesto olarak kabul edilmektedir. 

Ülkemizde ise, tüm Avrupa’da başlayan ses getirmelerden çok da uzun olmayan bir süre sonra, Devlet Kurucumuz Sayın Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, kadın haklarına yönelik ciddi ilke ve inklaplar benimsenmiştir. Dolayısıyla kadınların, tüm dünya ülkelerinin bir çoğundan belki de çok önce, Türk Kadınlarının, kutlanacak bir kadınlar günü doğmuştur bile. 

Görüldüğü üzere, her yıl 8 Martta dikkat çekilen Dünya Kadınlar Günü, esasında kadınların zaten mevcut düzende bulunmalarının bir sonucu olan sosyal ve siyasal hakların tüm Dünya tarafından tanınmasını amaçlamaktadır. Kadınların sosyal ve siyasal haklarının ise, önce vatandaşları oldukları ülkeler tarafından korunması gerekmektedir ki tüm Dünya’da bu bilincin uyanması mümkün olsun. Bilindiği üzere, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerinde, kadınların, siyasal hakları bir kenara bırakalım; araç kullanmak, başörtüsüz sokağa çıkabilmek, belli saatlerden sonra sokağa çıkabilmek ve buna benzer bir çok basit hayat aktiviterleri için erkeklerin izni yahut eşliği şart koşulmuştur. Dolayısıyla kadınların seçme ve seçilme hakkı yahut oy hakkı gibi siyasal haklarının gündeme gelmesi akla dahi gelmemektedir. Bunun gibi toplumsal eşitlik açısından geride kalmış toplumlarda, kadınların cinselliği dahi kadınların kendi isteklerine ve rızalarına bırakılmamakta; kadınlar adeta günlük hayatı kolaylaştırması gereken objeler olarak görülmektedir. Yukarıda sayılan kötü örneklerin tam karşıtı bir çok iyi örnek de bulunması, Dünya’nın artık cinsiyet eşitliği konusunda ilerlemeye başladığını göstermektedir. Artık küçük Afrika kabilelerinde dahi, kadınlar gücü ele almış bulunmaktadır. Tüm bu iyi işaretler bize birer emsal teşkil etmeli ve kadınların öncelikle ülkemizde, iş hayatında, Mecliste, tüm sosyal alanlarda, sivil toplum kuruluşlarında ve her türlü aydınlanma hareketinde ön saflarda bulunması şarttır. 

Bu gibi sosyal ve siyasal eşitsizliklerin önüne geçmekteki en önemli araç kuşkusuz haklarımızı bilmek ve bunların tüm Dünya vatandaşları tarafından sahip olunacak haklar olduğunu anlatabilmektedir. Bu sebeple kadınların sahip olduğu ve olması gereken tüm sosyal, siyasal ve ekonomik haklar korunmalı, bunlar yapılırken, tüm Dünya kadınlarının da bu haklara sahip olmasının destekçisi olunmalıdır. Konu haklar ve bunların korunması söz konusu olduğunda ise Barolar ve Avukatlar olarak üstümüzde çok ciddi sorumluluklar bulunmaktadır. 

Avukatlar olarak öncelikli görevimiz herkesin kavuşmakta meşru faydası olduğu hakları savunmaktır. Fakat bunları yaparken, toplum tarafından geçmişten beri dışlanmış olan ve cinsi ayrımcılığa maruz kalmış olan kadınların hakları konusunda çok daha titiz ve dikkatli olunmalıdır. Çabamızın çoğu daha çok kadınlar için harcanmalıdır. Kadınları dezavantajlı duruma düşürecek, örneğin 6284 Sayılı Kanunda arabuluculuk gibi kanun teklif ve tasarıları uygulanmamalıdır. 

Düzce Barosu olarak kadınların gerek sosyal gerek siyasi hayatta ön planda olmaları ve mevcut başarılarının korunması, daha iyi yerlere gelmeleri ve cinsiyet eşitsizliğinin önlerinde bir engel olmaması konusunda sonsuza dek çaba harcayacağımızı bir kez daha bildiririz. 

Düzce Barosu Başkanı
Av. Azade Ay